Kadıköy 3 Nolu Aile Sağlığı Merkezi'nin adresi kentsel dönüşüm mağduriyeti ve Suadiye'de mevzuata uygun yer bulunamaması nedeniyle zorunlu
değişmiştir.
Yeni adresimiz
KAPTAN ARİF SOKAK NO:70 Daire No:5 Kat:2
Zili sol tarafta üzeri kameralı TEK...
(Diğer dairelerin ziline basmamaya özen gösterirseniz mutlu oluruz.)
(MİNİBÜS YOLUNA YAKIN)
Telefonlarımız aynıdır ve yeniden hizmete açıldı.
0 216 4106006
Elektronik Posta Adresimiz
kadikoy3noluasm@gmail.com
Randevu almak için 182 nolu telefonu da kullanabilirsiniz.
Bir süre tadilat taşınma yerleşme nedeniyle aksama olabilir... anlayışınız için teşekkürler.
https://tr-tr.facebook.com/pages/Kad%C4%B1k%C3%B6y-3-Nolu-Aile-Sa%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-Merkezi/107635479305715
34.23.024 Nolu Aile Hekimliği Birimi
14 Mart 2016 Pazartesi
12 Nisan 2015 Pazar
BÖLÜM 2: Vücudumuzu Tanıyalım
(Dolaşım Sistemi)
Kardiyovasküler Sistem
Vücudun canlı kalabilmesi için hücrelere sürekli olarak
besin ve O2 iletilmesi, ortaya çıkan artık maddelerin ve CO2'in
uzaklaştırılması gerekir.
Bu işlemler
kardiyovasküler (kardia: kalp, vasküler: damar) sistem aracılığı ile
gerçekleşir.
Kardiyovasküler
sistem adından anlaşılacağı gibi kalp ve damar ağlarından oluşur
Kalp
Kalp kardiyovasküler sistemin merkezidir.
Kalp kası binlerce kilometre uzunluğundaki damar sistemine
kan pompalar.
Biz farkında olmadan kalbimiz dakikada 5 lt. kanı pompalar,
ki bu günde 7.000 lt. anlamına gelir.
Kalbin Yerleşimi ve Boyutları
Kalp diyaframın üstünde, mediasten adı verilen göğüs
boşluğunun içinde yer alır.
Vücut orta hattının biraz solundadır.
Kalbin uç kısmına tepe (apeks) adı verilir.
Üstteki yayvan kısmına ise taban denir.
Kalbin Bölümleri
Kalp 4 bölüme ayrılmıştır. Bunlara odacık denir.
Bu odacıklardan
üstteki ikisine sağ ve sol atrium,
alttaki ikisine sağ ve sol ventrikül denir.
Kanın kalp içinde izlediği yol
Kalbin İleti Sistemi
Sinoatriyal düğüm dakikada 60-100 kez uyarı oluşturur. Bu,
kalbin normal ritmini sağlar.
Elektrokardiogram (EKG):
Kalp içindeki uyarı iletimi, vücut yüzeyinde kaydedilebilen
bir elektrik akımı oluşturur.
Bu akımların kaydedilmesine elektrokardiyogram (EKG) denir.
Dolaşım Sistemi Anatomisi
Solunum Sistemi
Solunum organları yoluyla vücuda alınan oksijenin besinleri
yakmasıyla hücrelerde enerji üretilmesine hücre solunumu denir.
Bu durumu sağlayan sisteme solunum sistemi denir.
Solunum Sistemi
Solunum Sistemi
İç ve Dış Solunum
Solunum Sistemi Bölümleri
Burun: Solunum yolunun başlangıç kısmıdır. Burun, alınan
havanın nemlendirilmesini, ısıtılmasını ve temizlenmesini sağlar.
Solunum Sistemi Bölümleri
Gırtlak: Soluk borusu, üst kısmında genişleyerek gırtlağı
oluşturur. Gırtlakta konuşmamızı sağlayan ses telleri bulunur.
Soluk Borusu: yutak ile akciğeri birbirine bağlar. İçindeki
titrek tüylerin hareketiyle tutulan toz parçalarını ve mukus salgısını yutağa
getirir.
Yutak: Yemek borusu ile nefes borusunun birleştiği yerdir.
Burundan gelen havayı nefes borusuna iletir. Yutulan lokmaların yemek borusuna
geçmesini sağlar
Bronşlar: Soluk borusu alt kısmında ikiye ayrılarak
bronşları oluşturur. Bir çift olan bronşlar akciğer içerisinde dallanarak
bronşçukları oluşturur. Bronşçuklar baloncuklar şeklinde bulunan alveoller
(hava kesesi) ile sonlanır.
Akciğerler: Göğüs boşluğunda bir çift olan akciğerler
atmosfer havası ile kan arasında gaz değişimini sağlar.
Alveoller akciğerin içerisinde yer alır.
Alveol: Kılcal damarlar ile gaz alış-verişini yapıldığı
yerdir. Alveollere gelen oksijen kana verilirken, kandaki CO2 alveollere geçer.
Solunumun Amacı
Solunum sistemini temel amacı, kan ile temiz havayı yan yana
getirerek gaz değişimini sağlamaktır.
Soluk Alıp Verme
Soluk Alma:
Kaburgalar arası kaslar ve diyafram kası kasılır.
Göğüs boşluğu ve akciğerler genişler.
Akciğerler temiz hava ile dolar.
Akciğerlerle dakikada 16-18 defa soluk alınıp verilir.
Soluk Verme:
Kaburga ve diyafram kası gevşer.
Göğüs boşluğu ve akciğer daralır.
Akciğerlerdeki kirli hava dışarı atılır.
Oksijen Olmaz İse…
Oksijen yokluğunda görülebilevek sorunlar:
0 -1.dakikada kardiyak hassasiyet (
aritmi vb.)
1 -4.dakikada beyinde hasara eğilim
4 -6.dakikada beyin hasarı başlar
6 -10. dakikada beyin hasarı artar
10 + geri dönüşümsüz beyin hasarı
27 Şubat 2015 Cuma
TEMEL İLKYARDIM BİLGİLERİ
Bölüm 1:
Genel Bilgiler
İlkyardım
Aniden
hastalanan, kaza veya felakete uğrayanlara tıbbi destek sağlanıncaya kadar hayat
kurtarma, mevcut durumunun kötüleşmesini önleme ve iyileşmeye katkıda bulunmak
amacıyla mevcut malzemelerle yapılan İLAÇSIZ yardıma İLKYARDIM denir.
Acil Tedavi
Sağlık
personeli tarafından olay yerinde, ambulans ya da acil servislerde (sağlık
kurumunda) tıbbi araç-gereçler kullanılarak yapılan, hasta ya da yaralının
durumunu kontrol altına alıcı, hayatını devam ettirici ve iyileştirici geçici
tıbbi uygulamalara “Acil Tedavi” (acil yardım) denir.
Hasta ya da
yaralıya ilkyardımın tanımında belirtilen amaçlar doğrultusunda; tıbbi
araç-gereç ve ilaç kullanmaksızın mevcut imkânlarla ilkyardım uygulayan,
yetkili kurumlardan temel ilkyardım eğitimi almış, bu konuda ehliyetli kişiye
“ilkyardımcı” denir.
İlkyardım
gerektirecek durumlarda her zaman sağlık personeli veya ehliyetli kişiler
bulunamayabileceğinden bütün bireylerin ilkyardım konusunda bilinçlendirilmesi,
bilgi ve beceri kazandırılması oldukça önemlidir.
Acil
Durumlar
Ani ölüm,
Bayılma, Zehirlenme, Boğulma gibi hastalanma durumları veya Kanama, Kaza ve
Travmalar ile Yanık gibi yaralanmalar.
İlkyardım’ın
Temel Esasları
Amaç:
Hayat
Kurtarmak
Zararı
sınırlamak
Temel
Esaslar:
Hasta ya da
yaralının yaşam fonksiyonlarının sürdürülmesini sağlamak,
Hasta ya da
yaralının durumunun kötüleşmesini önlemek,
Hasta ya da
yaralının iyileşmesini kolaylaştırmaktır.
İLKYARDIM’ın
ABC’si
Bu temel
esaslar çerçevesinde hayatın idamesinde önem arz eden sistemler uluslar arası
kabul görmüş İLKYARDIM’ın ABC’si olarak sıralanmıştır.
A (Airway):
Solunum yolunun açık mı? Değil ise aç.
B
(Breathing): Solunumu var mı? Yok ise solunum sağla.
C
(Circulation): Kan dolaşımı var mı? Yok ise dolaşımı sağla.
İlkyardım’ın
ABC’sinden sonra hayat kurtarmayı destekleyen kanamayı durdurma, şok ve ağır yaralanma
gibi durumlara müdahale etme, uygun pozisyon verme, haberleşmeyi sağlama ve
sevk etme gibi uygulamaları da sırasıyla gerçekleştirmek ikincil önceliklerdir.
İlkyardım’ın
Aşamaları
İlkyardım’ın
Aşamaları 6T ile olarak ifade edilir:
Olay yeri
güvenlik önlemlerinin alınması (tedbir)
Olaya maruz
kalan(lar)ın değerlendirilmesi (tanı)
Gerekli
ilkyardımın uygulanması (tedavi)
Haberleşmenin
sağlanması (telekominikasyon)
Hasta ya da
yaralıların sevkteki önceliğe göre ayrılması (triaj)
Hasta ya da
yaralıların sevkteki önceliğe göre ayrılması (transportasyon)
Koruma,
Bilgilendirme ve Kurtarma
Koruma
Koruma
ilkyardımda her zaman birincil temel uygulama olup, olay yerindeki hasta ya da
yaralılar ile diğer kişiler için olay yeri değerlendirmesiyle hayati tehlike
oluşturabilecek etkenler, olayın niteliği, hasta ve yaralıların sayısı ve
durumları çok kısa bir sürede belirlenmelidir. Bu sayede planlı hareket etmek
kolaylaşacaktır. Olası tehlikeli durumlara karşı önlemler alınıp gerekli
ilkyardım uygulanabilecektir.
Olay yeri
güvenlik önlemleri trafik kazası, elektrik çarpması, patlama, yangın, tüp,
doğalgaz sızıntısı gibi olaylarda farklılık gösterir. Olay yeri güvenliği
sağlanamaz ise kazazede hemen (doğru şekilde kolay ve zarar vermeyecek taşıma
ile) ortamdan uzaklaştırılarak güvenli bir yere alınmalıdır.
Bildirme
Bildirme
hasta veya yaralılara gerekli yardımların sağlanabilmesi amacıyla ilgili
kuruluşların haberdar edilmesidir. İlkyardımda haberleşme hasta ya da
yaralıların bir an önce tıbbi destek alabilmesi açısından oldukça önemlidir.
Acil tıbbi yardım merkezi 112 aranmalı, olay yeri özelliğine göre gerektiğinde
takiben itfaiye, polis veya jandarma birimlerine de bildirimde bulunulmalıdır
Bildirme
hasta veya yaralılara gerekli yardımların sağlanabilmesi amacıyla ilgili
kuruluşların haberdar edilmesidir. İlkyardımda haberleşme hasta ya da
yaralıların bir an önce tıbbi destek alabilmesi açısından oldukça önemlidir.
Acil tıbbi yardım merkezi 112 aranmalı, olay yeri özelliğine göre gerektiğinde
takiben itfaiye, polis veya jandarma birimlerine de bildirimde bulunulmalıdır.
Bildirmede
öncelikle olay yeri (adres) açık ve net biçimde belirtildikten sonra olayın
türü, yaralı sayısı ve sağlık durumları, olay yerinde yangın, patlama
tehlikesi, kişilere ulaşılabilirlik durumu ve benzeri olumsuzluklar ile olası
diğer koşullar da bildirilmelidir
Aranılan
birime bildirimin gerçekliğinin ispatı açısından adınızın ve telefon
numaranızın da bildirilmesi gerekmektedir. Haberleşme sağlanan birimdeki ilgili
kişi ile gerekli tıbbi bakım ulaşana kadar telefon bağlantısının devam
ettirilmesi yapılacaklar konusunda yönlendirici bilgi alınması açısından
önemlidir
Kurtarma
Kurtarma
olay yeri güvenliği sağlandıktan sonra hasta ya da yaralıların değerlendirilme
sonucuna göre gerekli ilkyardım uygulamalarını (temel yaşam desteği, kanama
durdurma, uygun pozisyon verme, yaraları sarma, kırık ve çıkıkların sabitlenmesi)
hasta ya da yaralıların sevkteki önceliğe göre ayrılarak usulünce taşınmasına
ilişkin uygulamaları kapsar
Kısaca;
ilkyardımın aşamalarında belirtilen olay yeri güvenlik önlemlerinin alınması
(tedbir) ve haberleşmenin sağlanması (telekominikasyon) dışındaki tüm
uygulamalar kurtarmaya yönelik uygulamalardır.
Kurtarmaya
ilişkin uygulamalarda ilkyardımın öncelikleri dikkate alınarak hareket edilir.
Değerlendirmede birincil amaç; yaşam için çok tehlike yaratan nedeni saptayıp
müdahale etmektir. Bu amaç doğrultusunda; olay yerinde sessiz bir şekilde yatan
hasta ya da yaralının biliç durumu, soluk yolunun açık olup olmadığı ile soluk
alış verişi olup olmadığının kontrolüne “birincil değerlendirmedir”.
Solunum
belirtileri olan hasta ve yaralıların dolaşım, kanama, şok, yaralanma, kırık,
çıkık, vücut ısısı v.b. yönünden muayene edilerek değerlendirilmesine ise
“ikincil değerlendirme” adı verilmektedir.
Kazaya
uğrayanların sağlıklı insanlara göre daha çok üşüme eğiliminde oldukları
dikkate alınarak vücut ısıları korunmalıdır. Ayrıca; hasta ya da yaralılar
gerekli ilkyardım uygulamasından sonra sağlık kuruluşuna öncelik sırasına göre
(bekletilse de ölmez ya da hemen ulaştırılırsa kurtulma şansı var uyandıranlara
ise öncelik verilmesi) taşınmalıdır. Taşımada önceliklerin belirlenmesi kolay
olmayıp, kişinin bu konudaki bilgi düzeyine bağlıdır
Bu nedenle;
ilkyardımcı hasta ya da yaralılar hakkındaki bildiklerini sağlık personeline
aktararak taşımada önceliğin belirlenmesi ve tedavinin yönlendirilmesine
yardımcı olmalıdır
Hasta ya da
yaralılar, olay yeri güvenliğinin sağlanamaması gibi zorunlu bir neden dışında
tıbbi yardım ulaşıncaya kadar kesinlikle yerinden hareket ettirilmemeli,
zorunluluk söz konusu ise taşıma kurallarına azami derecede uyularak
taşınmalıdır
İlkyardımcının
Müdahale ile İlgili Yapması Gerekenler
Temel
uygulamalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Öncelik ve
ivedilikle olay yerini inceleyip, güvenliğini sağlamak,
Uygulamaları,
ilkyardımın aşamalarını dikkate alarak gerçekleştirmek,
Olay
yerinde yardımcı olabilecek kişileri organize etmek,
İlkyardımda
zamanın önemini dikkate alarak, müdahale için hasta ya da yaralıları
olabildiğince çabuk değerlendirmek,
Solunum ve
kalp durması, kanama, şok, ve ağır yaralanma gibi hayati tehlike oluşturan
durumlara öncelikle müdahale etmek,
Hasta ya da
yaralıya yatırarak ve durumuna uygun pozisyon vererek müdahale etmek,
zorunluluk olmadıkça hareket ettirmemek,
Doğruluğundan
emin olunan bilgi ve becerileri soğukkanlı bir yaklaşımla, süratle uygulamak,
Müdahaleleri,
azami dikkat ve özen göstererek yapmak,
Bilinç açık
olan hasta ya da yaralıya psikolojik destek sağlamak ve yarasını görmemesine
çalışmak,
Biliç kaybı
olanlara ağızdan yiyecek ve içecek vermemek
Hasta ya da
yaralıların vücut ısısını normal düzeyde tutmaya çalışmak,
Olayla
ilgili tıbbi ya da diğer yardımcılar için, iletişimde ilkyardım haberleşme
kurallarına uyarak yardım istemek,
Hasta ya da
yaralıları taşımadaki öncelik sırasını dikkate alarak sevk etmek,
Hasta ya da
yaralıları, tıbbi destek sağlanıncaya kadar gözetimde ve uygun pozisyonda
tutmaktır.
Hayat
Kurtarma Zinciri
Hayat
kurtarma zincirinin halkalarından birinin eksik olması hayat kurtarmadaki
başarıyı ortadan kaldırır.
Hayat
kurtarma zincirinin halkaları;
1. Halka:
Telefonla sağlık kuruluşuna haber verilmesi (112)
2. Halka:
Olay yerinde yapılan hayat kurtarma uygulamaları,
3. Halka:
Ambulans ekiplerince yapılan hayat kurtarma uygulamaları
4. Halka:
Sağlık kuruluşlarının acil servislerinde yapılan tedavi uygulamaları olmak
üzere, 4 halkadan oluşur.
Bu dört
halkadan ilk iki halka ilkyardımcının sorumluluğu altında olduğu için,
ilkyardımcı bu iki halkaya odaklanıp ilkyardımın önceliklerini göz önüne alarak
gerekli uygulamaları yapmalıdır.
Özetle,
İlkyardım
yaralı ve hastalara tıbbi acil yardım ulaşana dek uygulanan acil bakımdır.
İlkyardımda
temel amaç yaşam kurtarmaktır:
• Solunumun
sürmesini sağlayın.
• Dolaşımın
sürmesini sağlayın.
• Kan
kaybının sürmesini önleyin.
• Yeni
yaralanmaları önleyin.
• Şoku
önleyin.
• Acil
servisle ya da bir doktorla bağlantı kurun.
İlkyardım
uygulayan kişinin dikkat etmesi gereken noktalar:
• Paniği
önleyin.
• Güven
verin.
• Yalnızca
yaşam kurtarıcı girişimlerde bulunarak, tıbbi yardım ulaşana dek zararı en aza
indirin.
•
Kazazedenin özel gereksinimlerini saptamak ve alınması gereken önlemleri
belirlemek için, üzerinde acil
tıbbi
kimlik kartı ya da uyarı işareti olup olmadığını araştırın.
• Acil
servisi arayın.
Bunlar
önceliklerine göre sıralanmıştır, ancak bu işlemlerin hepsi acildir ve
ilkyardım uygulayan kişinin özgül duruma göre karar vermesi gerekir.
İlkyardımın etkili olmasında sağduyu ve birkaç basit kural belirleyici önem
taşır.
İlkyardım
gerektiren durumların çoğunu önlemek mümkündür. 'Kazalar' ve kaza sonucu
yaralanmalar rastgele olaylar değildir. Yaralanmaları önlemek için birçok önlem
alınabilir.
Örneğin:
Evde,
yürüme alanlarının, özellikle de merdivenlerin serbest olmasını sağlayın,
buralarda oyuncak ve benzeri eşyaların kalmasını önleyin. Elektrik sisteminizin
ve mutfak aletlerinizin bakımına özen gösterin.
Evdeki
kimyasal maddeleri etiketleyerek çocukların ulaşamayacağı bir yerde tutun. Evin
her katına en az bir duman dedektörü yerleştirin ve yaygında, depremde ve diğer
afetlerde evi hızla nasıl boşaltacağınızı planlayın.
Evdeki
kimyasal maddeleri etiketleyerek çocukların ulaşamayacağı bir yerde tutun. Evin
her katına en az bir duman dedektörü yerleştirin ve yaygında, depremde ve diğer
afetlerde evi hızla nasıl boşaltacağınızı planlayın.
Arabanızın
bakımına, özellikle ışıklara, frenlere ve tekerleklere özen gösterin. Arabanızı
hava koşullarına uygun kullanın. Her zaman emniyet kemerinizi bağlayın ve 4
yaşın ya da 20 kilonun altındaki çocuklar› bebek ya da çocuk koltuğunda
taşıyın.
İşte karşı
karşıya kalabileceğiniz fiziksel ya da kimyasal tehlikeler ve bu tehlikelerden
kaçınma yolları konusunda mutlaka bilgi sahibi olun. Tüm güvenlik kurallarına
uyun; kuralların yeterli olmadığı ve işinizin tehlikeli olduğu kanısındaysanız,
kuralların sıkılaştırılması ve çalışma koşullarınızın değiştirilmesi için
işvereninizle görüşün.
Eğlence ve
oyun alanlarının etkinliğe uygun olup olmadığını inceleyin. Gerekli giysileri
giyin, koruyucu gereçleri takın. Örgütlü sporlarda tüm kurallara uyun. İnsansız
alanlara tek başınıza gitmemeye çalışın ya da mutlaka birilerine nereye
gittiğinizi ve ne zaman döneceğinizi bildirin.
Eğlence ve
oyun alanlarının etkinliğe uygun olup olmadığını inceleyin. Gerekli giysileri
giyin, koruyucu gereçleri takın. Örgütlü sporlarda tüm kurallara uyun. İnsansız
alanlara tek başınıza gitmemeye çalışın ya da mutlaka birilerine nereye
gittiğinizi ve ne zaman döneceğinizi bildirin.
Bulunduğunuz
bölgedeki acil sağlık hizmetleri konusunda bilgilenin. 112'ye telefon
edebileceğinizi unutmayın. Bölgenizde 112 sistemi yoksa başvurabileceğiniz
(hastane, polis, yangın, ambulans, doktor) telefon numaralarını telefonunuzun
yanında bulundurun.
Bulaşıcı
olabilecek kan ve vücut sıvılarıyla teması en aza indirgeyin.
Kazazedenin
kanının ve vücut sıvılarının bulaşıcı olabileceğini göz önünde tutarak, mümkün
olan her durumda su geçirmez (lateks, vinil) eldiven kullanın.
Kanamayı
kontrol altına almak ve kazazedenin kanıyla teması önlemek için, açık yaraları
bant ya da gazlı bezle kapatın. İlkyardımdan sonra ellerinizi su ve sabunla ya
da antiseptik bir solüsyonla iyice yıkayın. Yıkama öncesinde eldivenleri
çıkarmayı unutmayın.
Kaza Ve
Felaketlerde İlk Yardım Güvenliği
GÜVENLİ İLK
YARDIM
Sakin ve telaşsız olmalı, mümkünse
kazazede ile tanışmalı, hastayı ve yakınlarını sakinleştirmelidir. Güvenli ve
kararlı bir konuşma tarzı olmalı, kullanacağı ses tonu ve kelimeleri iyi
seçmelidir. Sürtüşmeye meydan vermemelidir. Hastanın yatmasını ya da oturmasını
sağlamalı, gereksiz hareket ettirmemelidir.
Çevreyi değerlendirip süren bir tehlike
olup olmadığını belirlemeli, hasta veya kazazedenin emniyetini sağlamalıdır.
Kendi can güvenliğini tehlikeye
atmamalı. Bir kahraman değil sağlıkçı olduğunu bilmelidir.
Kaza ortamındaki
tüm kazazedelerin durumu yaşam bulguları yönünden (A-havayolu, B-solunum,
C-dolaşım) hızla değerlendirilmeli ve gerekli müdahaleleri yapılmalıdır. Bunun
için gerekli Temel Yaşam Desteği bilgisine sahip olunmalıdır.
Yararlı
olmak kadar zarar vermemeye de özen göstermelidir. İlk yardımcı ne yaptığını ve
yaptığının neye sebebiyet vereceğini bilmelidir. Gelişigüzel ilk yardım hayat
kurtarmaktan ziyade hayat karartmaya neden olmaktadır.
* Nakli
gereken kazazedeler için nakil organizasyonu sağlanmalıdır.
ÇEVRE
GÜVENLİĞİ:
Kazaya
uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı, kontağı
kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG'li ise aracın bagajında bulunan tüpün
vanası varsa kapatılmalıdır.
Gaz varlığı
söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler
alınmalıdır.
Olası
patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmesi
önlenmelidir.
Ortam
havalandırılmalıdır.
Kıvılcım
oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına izin
verilmemelidir.
Olay yeri
yeterince görünebilir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının önüne ve
arkasına diğer araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir kaza tehlikesini
önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmelidir. Bunun için kaza yeri 150
metreden görülecek şekilde kaza yapan aracın önü ile arkasına birer reflektör
konulmalı, dörtlü flaşör yakılmalıdır.
Olay
yerinde yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek
meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
Yolun
ortasında yatan yaralılar varsa, tekniğine uygun bir şekilde yolun kenarına
alınmalıdır.
Olay
yerinde tekrar değerlendirme yapılmalı kaza olma riskini ortadan kaldırmalıdır.
Güvenlik ve
ilk yardım için faydalı olabilecek kişiler saptanarak gerekli yardımı sağlamak
amacıyla görevlendirmelidir.
Olay
yerinde yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek
meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
Yolun
ortasında yatan yaralılar varsa, tekniğine uygun bir şekilde yolun kenarına
alınmalıdır.
Olay
yerinde tekrar değerlendirme yapılmalı kaza olma riskini ortadan kaldırmalıdır.
Güvenlik ve
ilk yardım için faydalı olabilecek kişiler saptanarak gerekli yardımı sağlamak
amacıyla görevlendirmelidir.
DEPREMLER:
İnsanoğlunun
halen en sık karşılaştığı ve en yıkıcı felaketlerden birinci sırada gelenidir.
Maalesef ülkemizin üzerinde bulunduğu yeryüzü parçasının altında birçok fay
hattı mevcuttur ve % 95' i deprem risk bölgesi olarak tanımlanmaktadır
Deprem
sırasında kurtarıcı ve sıradan vatandaşların uygulayacağı tedbirler aynıdır.
Bunlar kapı eşikleri altına sığınmak, sağlam masa, karyola altına saklanmak,
küçük çocuk veya yaşlıların aynı şekilde davranmasını sağlamaya çalışmak,
deprem sarsıntısı geçene kadar beklemek gereklidir.
Sarsıntı
hasarsız atlatılmış ise dahili elektrik, su, gaz, doğalgaz ünite ve
tesisatlarını emniyete almak, giyinik değil ise giyinmek, kıymetli eşya, para,
mücevher, kimlik gibi şeyleri ilkyardımda kullanılabilecek malzemeleri alarak,
sükunetle disiplin içinde binayı terk etmek gereklidir. Büyük şiddetteki
sarsıntıdan sonra oluşan ve artçı tabir edilen küçük şiddetli sarsıntıların
verebileceği hasarlara karşı etrafında yüksek binalar olmayan açık alanlara
gidilmelidir.
Yaşlı veya
çocukların güvenliğini sağladıktan sonra, gücü ve bilgisi yetebilecek
insanların deprem bölgelerinde kurtarma çalışmalarına iştirak etmesi
sağlanmalıdır. Araç içinde iken, deprem hissedildiği anda paniğe kapılmadan
aracı yolun kenarına çekmelidir.
Ani fren
yaparak arkadan gelen araçları tehlikeye atmamak gerekir. Yüksek binalardan
uzak durulmalı ve araç açık bir alana park edilmelidir. Yolda meydana
gelebilecek yarık ve çatlaklara dikkat etmelidir. Diğer acil yardım araçlarına
engel olmamak için mümkün olduğunca yol dışına park etmelidir.
KAPALI
ALANLAR
Kapalı
bölgelere giriş kurtarma görevlisinin karşılaştığı en tehlikeli işlerden bir
tanesidir. Bu alanlar yapıları ve konumları bakımından girişi sınırlı
alanlardır. Tehlikeli gaz, buhar, toz, duman nedeniyle oksijen yetersizlikleri
görülebilir. Kapalı bir bölgeye giriş solunum cihazı gibi özel malzeme
gerektirebilir. Durum ne kadar acil görünürse görünsün, kurtarma için gerekli
önlemler alınmadan yıkılmış bir binaya kesinlikle girilmemelidir
Çeşitli
tehlikeleri kontrol etmek için önlem alınmalıdır. Göçükten parça çekilmemeli,
sigara içmemeli, kibrit yakılmamalı, kablolara dokunulmamalı, yıkıntılar
rastgele alınıp atılmamalı, kıvılcım çıkartılmamalı ve elektrik anahtarları
açılmamalıdır. Önce ortamda birikmiş gaz bulunup bulunmadığını kontrol
edilmelidir.
YANGINLAR
Sayısız
sebeplerden dolayı en sık rastlanan felaketlerden birisidir. Ölüme sebebiyet
verme oranı %3'tür. Ormanlık veya sık bitki örtüsü bulunan arazilerde meydana
gelen yangınlarda eğer yangın henüz başlangıç aşamasında ve söndürülebilir
durumda ise çevrede bulunan insanlarla beraber müdahale etmeye çalışmalıdır
Müdahale
şansı yoksa rüzgarın aksi istikametine doğru hızla uzaklaşmalı ve en yakın
yerleşim yerinde ilgili birimleri ikaz ederek durum hakkında bilgi vermelidir.
Eğer imkan varsa söndürme çalışmalarına iştirak etmeli, ancak yaralılar varsa
öncelik onlara verilmelidir.
SEL SU
BASKINI VE FIRTINALAR:
Sel ve su baskınları halen büyük hasara neden
olan felaketler içerisinde depremden sonra ikinci sırada gelmekte ve
felaketlere bağlı ölümlerin %30'unu oluşturmaktadır. Fırtınalar ise
yeryüzündeki ölümlü felaketlerin %0,2'sini oluşturmaktadır. Bu felaket
durumlarında elektrik, su, doğalgaz veya tüp gaz donanımları kapatılmalıdır.
Denize yakın yerlerde mümkün olan en üst noktaya gitmeli ve hastalarda buralara
taşınmalıdır
Varsa
sığınağa gidilmeli, eğer yoksa camlardan ve kapılardan uzak durulmalı ve yere
yatmalıdır. Uçuşabilecek cisimlerin çarpma tesirini engelleyecek yastık,
yorgan, yatak gibi şeylerle bedeni emniyete almalıdır. Dışarıda veya araç
içinde bulunan kişileri, en yakın sığınağa veya güçlü görünen binaya taşımak
gerekir
YILDIRIM
DÜŞMESİ:
Yıldırım
yüzünden meydana gelen ölüm oranı çok küçük olmakla birlikte, yangınlara
sebebiyet verme oranı %0,6'dır. Yağışlı havalarda, aşırı metal bulunan
alanlardan ve ağaçlık alanlardan uzak durulmalıdır. Çok fazla yıldırım düştüğü
anlarda, mevcut alıcı ve verici aletleri (telsiz, telefon, televizyon, vs.)
kapatmak veya kullanmamaya çalışmak gerekir.
SOSYAL VE
HUKUKİ SORUMLULUK
İhtiyacı
olanların yardımına koşmak erdemlerimizden birisidir. Fakat giderek
duyarsızlaştığımız da bir gerçektir. Bir gün yakınlarımıza ihtiyaç olabileceğini
de aklımıza getirerek ilk yardımın temel kurallarını ve pratik uygulama
şekillerini bilmemiz gerekmektedir. Ayrıca yeni TCK, ilk yardım için mesleki ve
şahsi bilgileri dahilinde bireylere hukuki sorumluluk yüklemektedir.
13 Şubat 2015 Cuma
BESİN ÖĞELERİ
KARBONHİDRATLAR
|
PROTEİNLER
Hücrelerin yapı taşlarını
oluşturan proteinler, sindirim enzimleri tarafından
parçalanarak, daha basit yapıdaki amino
asitlere ayrılırlar.
Amino asitlerin
bileşiminde; C (karbon), H (Hidrojen), O (Oksijen), N (Azot)
ve bunlara ek olarak da S (kükürt) bulunur.
Toplam 20 çeşit amino asit
vardır. Bunların içinde
vücut tarafından yapılamayan, sadece
besinlerden elde edilen 8
tanesine elzem amino asitler denir.
Elzem amino asitler;
triptofan, treonin, izolösin, lösin, lizin, fenilalanin,
metionin ve valindir.
Hücreler bir yandan
yıkılır, diğer yandan yenilenir.
Proteinlerin yardımıyla
gerçekleşen bu yıkılma ve yenilenme sırasında,
proteinlerin çoğu dışarı
atılır. Vücutta kısa süreli yetersizlikleri giderecek
kadar, az miktarda protein saklanır. Vücuda
alınan proteinlerin bir kısmı
dışkı ile dışarı atılır.
Protein kaynakları,
hayvansal ve bitkisel olarak ikiye ayrılır.
Hayvansal kaynakların yüzde 97’si, bitkisel
kaynakların ise
yüzde 60-70’i sindirilir.
Proteinlerin sindirimi midede başlar.
Ardından ince bağırsağa
geçer, oradan da kana karışır.
Kan dolaşımı ile
karaciğere taşınan amino asitler, burada enerjiye
dönüşür. Bu dönüşüm
sırasında amino asitlerden oluşan amonyak,
üreye dönüşerek, idrar
yoluyla dışarı atılır.
Proteinler
ne işe yarar?
·
Hücreleri onarır ve yeniler.
·
Enfeksiyonlarla savaşan antikorları üretir.
·
Hücre içi ve hücre dışı sıvıların ozmotik dengede tutulmasını sağlar.
·
Beden fonksiyonlarıyla birlikte, sinir ve kas çalışmalarını koordine
eden hormonlar ve enzimler için gereklidir.
Vücudun
ne kadar proteine ihtiyacı var?
Günlük enerjinin yüzde
10-15’i proteinden karşılanmalıdır. Bütün besin
gruplarından tüketen bir kişinin günlük
protein ihtiyacı, kilosu başına
1 gramdır. Yani sağlıklı ve dengeli beslenen
60 kilogramlık bir kişinin,
günde 60 gram protein tüketmesi yeterlidir.
Enerji sağlamak için
fazladan alınan protein, yağa dönüşerek depolanır.
Fazla protein tüketen bir vücut suyla
birlikte, potasyum,
kalsiyum, magnezyum gibi temel minerallerini
kaybeder.
Protein
kaynakları nelerdir?
Hayvansal kaynakları;
yumurta, et, tavuk, balık, süt ve peynirdir.
Bunlardan yumurta, et, tavuk ve balık, elzem
amino asitleri sağlar.
Bitkisel protein
kaynakları; mercimek, kuru fasulye, nohut gibi
kurubaklagiller, fındık,
tahıllar, bulgur, tam buğday ekmeğidir.
Çok az miktarda da olsa,
bazı yeşil sebzelerde protein bulunur ama
emilimleri çok düşüktür.
|
||||||
Lipitler (yağlar)
Yağ ve kolesterol gibi
yağ benzeri tüm maddelere lipit adı verilir.
Suda çözünmeyen lipitler
arasında eter, benzin, kloroform gibi yağ
çözücülerle eriyenlere ham lipit
denir. Ham lipitlerin içinde değişik
kimyasal yapıya sahip; yağlar,
fosfolipitler, glikolipitler, steroidler ve
mumlar gibi maddeler yer alır.
Yağlar
Yağlar, karbonhidrat ve
proteinlerle birlikte vücudumuza enerji
sağlayan 3. besin
grubudur. Yiyeceklerle beraber vücuda giren
karbonhidrat ve
proteinlerin fazlası, vücudumuzda yağ olarak depolanır.
Yağlar genellikle bir
gliserol molekülünün 3 yağ asidi ile birleşmesi
sonucu meydana gelen trigliseritlerdir.
Trigliseritler
Besinlerden aldığımız ve
vücudumuzda bulunan yağlara trigliserid adı
verilir. Trigliserid yüksekliğinin çoğunlukla sebebi ihtiyacın üzerinde meyve
veya meyve şekeri tüketimi ile stres'tir.
Bunlardan birisi olan kolesterol,
hayvansal kaynaklı besinlerde
ve tüm hücrelerde bulunan
mum benzeri bir yağdır. Kan dolaşımında
yer alan kolesterolün
çoğunu vücut kendisi üretir. Kolesterol sadece
hayvansal kaynaklı
besinlerde bulunur.
Kan dolaşımında
lipoproteinlerle taşınan kolesterol ikiye ayrılır.
Bunlardan ilki, iyi
kolesterol olarak da bilinen HDL, diğeri kötü
kolesterol olarak bilinen
LDL ve VLDL’dir.
Dokulardaki kolesterolü
toplayarak, dışarı atılmasını sağladığı için iyi
kolesterol olarak
adlandırılan HDL, yiyeceklerden sağlanır. Kalp sağlığı için
önemli bir kolesterol olan HDL’nin düzeyi,
fiziksel aktivite ile artırılabilir.
LDL ve VLDL, kolesterolü
dokulara taşıyarak, kan damarlarının
duvarlarında birikmesine
neden olur. Bu nedenle kötü kolesterol
olarak da tanınan LDL ve
VLDL, besinlerle alınmaz, vücut tarafından üretilir.
Yağ
asitleri
Yağların temelini
oluşturan yağ asitleri, karbon, oksijen ve hidrojenden
oluşan moleküllerdir. Genel olarak yağ
asitleri; doymuş, tekli
doymamış, çoklu doymamış
ve hidrojenle doymuş olarak sınıflandırılır.
Tekli
doymamış yağ asitleri: Oda sıcaklığında sıvı
formunda olan tekli
doymamış yağ asitlerine
fındık, zeytinyağı ve kanola yağı örnek
verilebilir. Vücut tarafından
sentezlenemeyen bu yağların mutlaka
besinlerle alınması
gerekir. Akdeniz ülkelerinde kalp hastalıklarının
daha az görülmesinin
nedeni, ağırlıklı olarak tekli doymamış yağlarla
beslenmeleridir.
Çoklu
doymamış yağ asitleri: Oda sıcaklığında sıvı
veya yumuşak formda
olan bu yağlara örnek
olarak mısır, soya, ayçiçek yağı ve deniz ürünleri
verilebilir. Omega 3’de
çoklu doymamış yağ asitlerine örnek bir
yağdır.Özellikle soğuk
deniz balıklarından somon, ton balığı ve uskumruda
bulunan Omega 3, kalp ve
damar sağlığı açısından son derece önemlidir.
Doymuş
yağ asitleri: Daha çok hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur.
Et, tavuk, yumurta, süt,
peynir, yoğurtta yer alan doymuş yağ asitleri;
bitkisel kaynaklardan
sadece Hindistan cevizi yağında yer alır.
Hidrojenlenmiş
yağlar: Doymamış yağları daha dayanıklı hale
getirmek için hidrojenle
kimyasal işlemden geçirerek elde edilir.
Bütün margarinler bu
sınıfa girer.
Yağların
sindirimi nasıl gerçekleşir?
İncebağırsakta sindirilen
yağlar, burada safra ile karışarak, suyun içine
katılır. Emüsyon adı
verilen bu durumdan sonra, lipaz enzimi ile parçalanır
ve ince bağırsaklardan kan ve lenf
sistemindeki dolaşıma katılırlar.
Ne işe
yararlar?
·
Yağlar vücuda, aynı miktardaki karbonhidrat ve proteinlerin 2
katından fazla enerji
verirler. 1 gram yağ, 9 kilokalori enerji sağlar.
·
Özellikle balık ve su
ürünlerinde bulunan yağlar, retina ve beyin
·
gelişimi için gereklidir.
Kalp ve damar hastalıklarını önlemek için bu
·
besinlerde bulunan Omega 3 yağı, daha fazla
tüketilmelidir.
·
Vücut için mutlaka
gerekli olan elzem yağ asidi, zeytinyağı ile alınır.
·
A, D, E ve K
vitaminlerinin vücutta kullanılmasını sağlarlar.
·
Derinin altında bulunan
yağ tabakası, vücut ısısının kaybını önler.
·
İç organları
çevreleyerek, onları dış etkenlerden korurlar.
·
Midenin boşalmasını
geciktirerek, tokluk hissi verirler.
·
Östrojen ve testesteron
hormonunun yapısında bulunurlar.
·
Yeterince yağ alınmazsa,
salgılanma bozulur.
Vücudun
yağa ne kadar ihtiyacı vardır?
Tükettiğimiz yağlar,
görünür ve görünmez olarak ikiye ayrılır. Tereyağı,
sıvıyağ gibi yağlar
görünür yağlar iken; et, süt gibi daha çok hayvansal
kaynaklarda bulunan
yağlar görünmez yağlardır. Vücuda alınan yağların
yarısı, görünmez
yağlardan oluşur.
Sağlıklı bir bireyin
alması gereken yağ miktarı, kilosu, boyu gibi kişisel
özelliklerine göre
belirlenir. Genel olarak günlük alınan enerjinin
yüzde 30’u yağlardan karşılanmalıdır. Buna
göre herkes 1 gram
yağın 9 kilokalori
olduğunu unutmadan, kendi kişisel özelliklerine
göre tüketeceği yağ
miktarını düzenlemelidir.
|
||||||
Vitaminler
Vita yaşam, amine ise
azot içeren bileşik demektir. Vitaminler vücutta
gelişen
bütün aşamalarda yer almalarına rağmen, tek başlarına etkisizlerdir.
Ancak minerallerle birlikte işlevlerini yerine getiren vitaminler, vücut
tarafından yeterince alınmazsa çeşitli hastalıklara yol açar.
Vitaminler yağda eriyen
ve suda eriyenler olarak ikiye ayrılır.
Suda eriyenler; B grubu
vitaminleri ile C vitaminidir. Suyun içinde
çözünen bu vitaminlerin çoğu
depolanmaz. Vücut gereksinim duyduğu
kadarını alır, kalanını idrar yoluyla
dışarı atar. Suda eriyen vitaminlerin
yetersizliğini önlemek için, düzenli
olarak günlük diyetle almak gerekir.
Yağda eriyenler ise; A
vitamini, E vitamini, K vitamini, D vitaminidir. Vücut
tarafından depolanan
yağda eriyen vitaminlerin eksikliği, sağlıklı insanlarda
pek görülmez. Sadece
yağ emiliminde problem olanlarda bu vitaminlerin
eksikliğine rastlanır.
SUDA
ERİYEN VİTAMİNLER
B GRUBU
VİTAMİNLERİ
TİAMİN
Vücutta karbonhidrattan
enerji oluşturulmasında etkilidir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Kronik alkoliklerde
rastlanan Tiamin yetersizliği, Beriberi hastalığına yol açar.
Kaynakları
nelerdir?
Ekmek, pirinç, makarna,
zenginleştirilmiş ürünler, tahıllar, gevrekler,
unlu gıdalar, karaciğer ve
organ etleri, zengin Tiamin kaynaklarıdır.
RİBOFLAVİN
(B2 VİTAMİNİ)
Vücudun bütün
hücrelerinde enerji oluşumu ve triptofandan niasin
oluşumunda etkilidir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Ağır enerji ve protein
eksikliğinde yetersizliğine rastlanır.
Kaynakları
nelerdir?
Kaynakları; süt ve süt
ürünleri organ etleri, zenginleştirilmiş tahıllardır.
B2 vitamin kaynakları
ışıkta kalınca kayba uğrar. Bu nedenle özellikle süt
ve süt ürünlerinin
karanlıkta saklanması gerekir.
NİASİN
Vücutta şekerlerin ve yağ
asitlerinin kullanımına yardım eder, enzimlere
yardımcıdır, bütün hücrelerin
enerji oluşumundan sorumludur.
Yetersizliğinde
ne olur?
Proteinden dengeli
beslenenlerde yetersizliği pek görülmez.
Kaynakları
nelerdir?
Tavuk, balık, etler ve
kurubaklagillerde bulunur.
B 6
VİTAMİNİ (PİRİDOKSİN)
Elzem olmayan
proteinlerin yapımında, triptofan adı verilen amino
asidin niasin ve
seratonine dönüşümünde (beyin iletiminde önemlidir),
insülin, hemoglobin ve
antikor oluşumunda görevlidir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Yetersizliğinde
bebeklerde mental yetersizlik, mide bulantısı, depresyon,
ciltte yağlanma ve
çatlama görülür. B6 vitaminin eksikliği, anne sütü
ve formül mamalar
verilerek giderilir.
Kaynakları
nelerdir?
Tavuk, balık, karaciğer,
böbrek, tam tahıllar ve kuru baklagillerde bulunur.
FOLİK
ASİT
Hücre çoğalması ve yeni
hücre yapımında önemlidir. Folik asit ayrıca,
kırmızı kan hücrelerinde
hemoglobinle çalışır, kalp ve damar hastalıklarıyla
birlikte, bebekleri nöral
tüp defektine karşı korur.
Yetersizliğinde
ne olur?
Özellikle gebeliğin ilk 3
ayında yetersizliği olursa, bebeğin omuriliğinde
hasarlar ve büyüme geriliği
görülür. Bu nedenle doğurganlık çağındaki
kadınlara düzenli olarak Folik asit
içeren besin takviyesi verilir.
Kaynakları
nelerdir?
Folik asit; yeşil
yapraklı sebzeler, meyveler, kuru baklagiller, karaciğer,
mayalı ekmek,
buğday özü, tam tahıllar ve zenginleştirilmiş ürünlerde bulunur.
B12
VİTAMİNİ (KOBALAMİN)
Folik asitle beraber
kırmızı kan hücre yapımında etkilidir. Tüm vücut
hücrelerinde bulunan B12
Vitamini, yağ asitlerinin ve amino asitlerin
kullanılmasına yardım eder.
Yetersizliğinde
ne olur?
Yetersizliğinde; anemi,
yorgunluk, sinirlerde hasar, dilde düzleşme, deride
hassasiyet görülür.
Folik asit, anemi tedavisinde etkilidir. Bazı kişilerde
genetik olarak
B12 vitamini eksikliği olabilir. Bu kişilere mutlaka dışardan
verilmelidir.
Kimi zaman da vejetaryenlerde gözlenen B12 vitamin eksikliği,
şiddetli
anemiye, geri dönüşsüz sinir hasarına yol açabilir. Özellikle
yaşlılar ve
vejetaryenler B12 vitaminini dışardan almalıdır.
Kaynakları
nelerdir?
Kaynakları; kırmızı et,
balık, tavuk, yumurta, süt ve süt ürünleridir.
BİOTİN
Biotin, enerji
üretiminde, yağ, karbonhidrat ve proteinlerin sindirilmesinde
önemlidir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Yetersizliğine seyrek
olarak rastlanan Biotin eksikliği, kalpte anomalilere,
iştah kaybına,
yorgunluğa, depresyona ve cilt kuruluğuna yol açar.
Kaynakları
nelerdir?
Kaynakları; yumurta,
karaciğer, mayalı ekmek, tahıllardır.
PANTOTENİK ASİT
Hücre enerji üretimi ve
besin öğelerinin metabolizmasında etkilidir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Yetersizliğine pek
rastlanmaz.
Kaynakları
nelerdir?
Pantotenik asit en çok,
et, tavuk, balık, tam tahıllar, kuru baklagiller,
sebze ve meyvelerde
bulunur.
C
VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT)
Bir antioksidan olan C
vitamini, serbest radikaller adı verilen kanserojenlere
karşı koruyucudur.
Demirin ve kalsiyumun
emilimini artıran C vitamini, bağ dokularını, diş etlerini
ve enfeksiyonlara
karşı vücudu korur. Anti histaminik etkiye sahip olan C vitamini,
soğuk
algınlıklarına karşı da etkilidir.
Suda eriyen bir vitamin
olan C vitamininin fazlası atılır. Özellikle böbrek taşı
olanların tablet
halinde tüketmemesi gerekir.
Yetersizliğinde
ne olur?
C vitamini eksikliğinde,
gemici hastalığı da denilen skorbüt hastalığı oluşur.
C vitamin yetersizliği
ayrıca, diş kayıplarına, diş etlerinde kanama ve süngerimsi
yapıya, geç
iyileşen yaralara ve enfeksiyonlarda dirençsizliğe neden olur.
Günde bir portakal,
normal C vitamini ihtiyacını karşılar. Fakat sigara içenlerin
daha çok C
vitamini tüketmesi gerekir. Isıtma ile C vitamininin işlevleri yitirildiği
için, sebzeleri az pişirmek ve büyük doğramak gerekir.
Kaynakları
nelerdir?
Bitkisel kaynağa sahip
olan C vitamini yoğun olarak portakal, mandalina, greyfurt,
acı veya tatlı
biber, kiraz, maydanoz, domates ve kuşburnunda bulunur.
YAĞDA
ERİYEN VİTAMİNLER
A
VİTAMİNİ
Retinol ve
kartonoidler A vitaminini oluşturur. Karaciğerde vücuda birkaç ay
yetecek
kadar depolanan A vitamini, yeterli miktardaki yağlarla yüzde 80
oranında emilir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Fazla alındığı taktirde
toksik etki yapan A vitamini eksikliğinde; iştah kaybı,
yorgunluk, ağırlık
kaybı, ciltte kaşıntı, eklem ağrıları, karaciğer ve dalak büyümesi,
saç
dökülmesi, büyüme geriliği, gece körlüğü, gözlerde enfeksiyon, direnç
düşüklüğü,
dişlerde şekil bozukluğu ortaya çıkar.
A vitamini;
·
Epitel dokunun (burun, ağız, solunum ve sindirim sisteminin iç yüzeyi)
korunmasını sağlar.
·
Gözün karanlıkta görmesini sağlar.
·
Diş minelerinin sağlıklı olmasını sağlar.
·
Kemik büyümesi ve üreme fonksiyonu için önemlidir.
·
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
·
İştahı artırır.
·
İşitme fonksiyonlarında etkilidir.
Kaynakları
nelerdir?
A vitamini kaynakları;
hayvansal ve bitkisel olarak ayrılır. Hayvansal kaynakları; balık,
karaciğer
yağı, süt yağı ve yumurta sarısıdır. Bitkisel kaynakları ise; havuç ve yeşil
yapraklı
sebzelerdir.
A vitamini, yağda
kızartma dışında kayba uğramaz. Sadece çok açıkta kalırsa ve
uzun süre
güneşte kurutulursa, kaybına rastlanır.
E
VİTAMİNİ
En önemli özelliği çok
iyi bir antioksidan olup, hücreleri oksidasyona karşı koruyan
E vitamini,
kanser, kalp hastalıklarının yanı sıra katarakt hastalığına karşı da son
derece
etkilidir.
C vitamini ve selenyumla
birlikte kronik hastalıklardan korunmada da etkili
olan E vitamini,
takoferollerden oluşan bir grup maddedir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Yetersizliği prematüre
bebeklerle birlikte, yağ emilim bozukluğu olanlarda görülür.
E vitamini,
Parkinson hastalarında daha çok kullanılır. Fazla alınması toksik etki
yaratmayan E vitaminden yeterli miktarda alabilmek için, sıvı yağ kullanmak
ve yemekleri yağda kızartmadan pişirmek gerekir.
Kaynakları
nelerdir?
E vitamini kaynakları;
sıvı yağlar, yağlı tohumlar, koyu yeşil yapraklı sebzelerdir.
K
VİTAMİNİ
K1, K2 ve K3 şeklinde 3
farklı formu bulunan K vitamininin, K3 formu suda da
çözünebilir. Karaciğerde
depolanan K vitamini; kanın pıhtılaşmasında ve kemiklerin
mineralizasyonunda
etkilidir.
Yetersizliğinde
ne olur?
Yetersizliğine bir tek
prematüre bebeklerde rastlanan K vitamininin fazlası daha
önemlidir. Beslenme
ve diyet uzmanları antikoagulan ilaç kullananların K vitaminlerini
sınırlandırırlar.
Kaynakları
nelerdir?
İnek sütüyle birlikte
yeşil yapraklı sebzelerde bulunan K vitamininin, sebzenin
koyu rengi arttıkça
yoğunluğu da artar.
D
VİTAMİNİ
Besinlerde doğal olarak
çok az bulunan D vitamininin vücutta pek çok işlevi vardır.
·
Vücutta hormon işlevi yapar.
·
Kandaki kalsiyum seviyesi düşünce, kemiklerden kalsiyumun çekilip, kana
verilmesini
sağlar.
·
Büyüme ve gelişmede kemik mineralizasyonunda etkilidir.
·
Lösemi, akciğer ve kolon kanserini önleyici etkiye sahiptir.
Yetersizliğinde
ne olur?
D vitamini
yetersizliğinde raşitizm görülür. Anne sütü ile beslenen bebeklerde,
yeterince güneş ışığı alamadıkları için D vitamini eksikliği görülebilir.
Bazen yaşlılarda
da gözlenen D vitamini yetersizliğe karşı tablet olarak da
kullanılır. Uzun süre
ve yüksek dozda D vitamini tableti kullanımında, böbrek
ve kalp yetmezliği
gözlendiği için mutlaka doktor kontrolünde verilmelidir.
Kaynakları
nelerdir?
D vitaminin en iyi
kaynağı güneş ışığıdır. Bu nedenle güneş ışığından olabildiğince
faydalanmak
gerekir.
|
||||||
Mineraller
|
||||||
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)